Halkın Özel Harekatı (HÖH), Türkiye'de 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından sivillerin silahlandırılması ve eğitilmesi yoluyla oluşturulan, tartışmalı bir güvenlik yapılanmasıdır. Resmi bir statüsü bulunmamakla birlikte, hükümet yanlısı söylemlerde "gönüllü güvenlik gücü" olarak tanımlanmıştır. Ancak varlığı ve faaliyetleri, muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirilmekte, potansiyel bir milis gücü olarak görülmektedir.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, hükümet tarafından "milli irade" vurgusu yapılarak, halkın demokrasiye sahip çıkması gerektiği yönünde söylemler geliştirilmiştir. Bu dönemde, bazı sivil toplum kuruluşları ve dernekler, halkın silahlandırılması ve eğitilmesi yönünde çağrılar yapmıştır. Bu çağrılar sonucunda, özellikle AK Parti'ye yakınlığıyla bilinen bazı gruplar tarafından silahlı eğitim kampları kurulduğu ve HÖH adı altında bir yapılanma oluşturulduğu iddia edilmiştir.
HÖH'ün tam olarak nasıl bir yapılanmaya sahip olduğu, kimler tarafından yönetildiği ve finansmanının nasıl sağlandığı konularında net bilgiler bulunmamaktadır. Ancak, çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, HÖH'ün temel amacı, "terörle mücadele" ve "ülke güvenliğinin sağlanması" olarak belirtilmektedir. Bu amaç doğrultusunda, HÖH üyelerine silahlı eğitim verildiği, bazı bölgelerde devriye faaliyetlerine katıldığı ve güvenlik güçleriyle işbirliği yaptığı iddia edilmektedir.
HÖH'ün varlığı ve faaliyetleri, kuruluşundan itibaren yoğun tartışmalara neden olmuştur. Eleştirilerin başlıca noktaları şunlardır:
Sivil Toplum Kuruluşları AK Parti Milli İrade
HÖH'ün hukuki durumu belirsizliğini korumaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili mevzuat, sivillerin silahlanmasını ve kendi güvenliklerini sağlamasını genel olarak yasaklamaktadır. Ancak, belirli şartlar altında, güvenlik güçlerine yardımcı olmak amacıyla silah kullanılmasına izin verilebilmektedir. HÖH'ün faaliyetlerinin bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ise tartışma konusudur.
Halkın Özel Harekatı, Türkiye'de güvenlik politikaları ve sivil-asker ilişkileri açısından önemli bir tartışma konusudur. Varlığı ve faaliyetleri, toplumda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına ve çeşitli endişelerin dile getirilmesine neden olmuştur. HÖH'ün hukuki statüsünün netleştirilmesi, faaliyetlerinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve hesap verilebilirliğinin sağlanması, tartışmaların sona ermesi ve toplumda güvenin yeniden tesis edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.